Sonunda O'da öğrendi :)

Katışıksız bir Trakya'lı olarak sonunda has görevimi yaptım ve oğluşuma çekirdek çitlemeyi öğrettim

Gözlerim yaşarıyor , duydularımı ifade edemiyorum

Tam yirmi dakikalık yoğun bir eğitim sürecinden sonra
başarıya ulaşan miniğim içini çıkarmakta biraz zorlansa da artık seri bir şekilde çekirdek çitliyor
Trakyalı bir ebeveyn olarak gurur doluyum

Yine Kurtlandık :)

Bugün karne günüydü.Evimize çook güzel bir karne getirdik.Bütün ders notlarımız 5 ve artık resmen 2. sınıf öğrencisi olduk.
Sadece bu kadar değil tabi.Sınıfımızdan sadece iki kişinin almaya hak kazandığı kitap kurdu belgesinin birinide biz kaptık.Daha önce yavrukurt olmuştuk , şimdide kitap kurdu olduk

Çok mutluyuz
İşte yine kurtlandık

Okuma Bayramından Kareler ..

Değişik Şeftali :D

Bu başlığı attım çünkü hala aklım almıyor benim bu çocuğu.Bir çorap davasıdır gidiyor taa bebekliğinden bu yana



Can da normal her insan gibi iki ayağa sahip.Normalde her insanın iki ayağı vardır ve yine normalde bu ayaklar için yaratılmış olan giysiler , yani çoraplar da çift yapılırlar ve birbirinin aynı giyilir.Ben böyle görmüş böyle öğrenmişim.
Fakat benim oğluşum bunu bir türlü kabullenemedi ve ısrarla ayaklarına sanki birbirinden farklı ve bağımsız iki organmış gibi muamele yapmaya devam ediyor

Birbiriyle eş olan çoraplar giymeyi asla önemsemiyor.Her defasında anlatmama rağmen bir ayağına lacivert diğerine gri çorap giymeye devam ediyor.İşin garip yani bununda gayet normal olduğunu savunuyor.Acaba yanlış düşünen ben miyim




Keşke sadece bu kadarla kalsa..
Eğer kazara banyoda çorabımızın teki ıslanırsa , sadece ıslanan çorabımızı çıkarmamız yetiyor.Koca bir gün hiiiç rahatsız olmadan tek çorapla geziyoruz


-Oğlum neden çorabını çıkardın
-Islandı anne
-Oğlum diğerini neden çıkarmadın
-Ama o ıslanmadı anne




Okulumuzun son günleri , son sabah telaşlarımızı yaşıyoruz artık evde.
Ben yine her sabah çoraplarını giymesini tembihliyorum.Bu sabahta tam kapıdan çıkarken durdurdum.Bizim deli oğlan çorabının birini giymiş , diğerini giymeyi unutmuş.Var mı böyle birşey allahım

Hemde ayakkabısını giyerken bile bunu farketmiyor.Deli olmamak işten değil.Sonra dönüp diğerini de giydi.Sizi bilmem ama çorabının tekini giymeyi unutan birini ilk görüyorum ben

İzci Kampı Güncesi ..

Minik yavru kurtum geçtiğimiz haftasonu izci kampına gittti.Eminim bir kez daha iyi ki böyle bir girişimde bulunmuşum , iyi ki izci olmayı istemişim diye sevinmiştir.Zira ben sevindim.



Uyku tulumu hazırlandı , şişme yatak ,kamp battaniyesi , kuş tüyü yastık , matara ,yedek kıyafetler , fener , diş fırçası ve macunu , tarak , sabun , kağıt havlu , pili olmayan bir fotograf makinası , kontörü kalmayan bir cep telefonu ..... Tam teşekküllü hazırlandık kampa



Erol'la geriden gidecektim ya , sınıf arkadaşımız Tolga'nın annesi ısrar edince kamp ekibiyle beraber ben de koyuldum yollara.Neredeyse tarihi eser niteliğindeki bir araç ve içinde birsürü velet ve iki liderle (onlara lider denildiğini de orada öğrendim) yolculuğumuz başladı

Dört karpuz bir koltukta misali Tolga , Sezin (liderimizin kızı), Can ve ben bir ikili koltukta oturduk.Güzel güzel sohbet ettik çoluk çocuk


Oraya varınca yemek dağıtıldı
Kaynanamızda seviyor mudur nedir , yemek saatine denk gelmişiz
Karnım aç değildi ama adeti bozmak istemedim ve çocuklara örnek babında aldım biraz kuru fasulye + pilav


Çadırları kurduk , eşyaları yerleştirdik
Artık zor
ve çetin
doğa koşullarına hazırdık



Hava kararıncaymış meğer esas eğlence sonradan anladık.Önde bando , arkada birsürü kurt gece yürüyüşüne çıktık.Ellerinde meşaleler , kah bağıra çağıra , kah güle oynaya yürüyüş yaptılar , marşlar söylediler.
Sonra babamız da geldi.O zaten Can'dan daha hevesli


Yat anonsu yapıldı
yatakları hazırlandı , yatmadan önce son danslar yapıldı , dişler fırçalandı
ve yataklara gidildi.Bizim minik şeftali dişim ağrıyor
diye bir kıvırma yolu buldu kendine hemen.Baştan inandık ama .... Anladık ki kalamayacak ,sabah babası geri getirir diye düşünüp eve götürdük.



Gerçekten güzel bir aktiviteydi.Düzenleyenleri kutluyorum.Kazasız belasız , harika bir ateş başı sucuk ekmek partisinden sonrada kampa veda edildi.



Haftasonunun kötü olan tek şeyi elimde fotograf olmaması.Düşünebiliyor musunuz , neredeyse wc ye giderken bile makinasını hazırda bulunduran ben , böyle bir günde makinasızdım.Bunun verdiği üzüntüyü tahmin edemezsiniz.Dandik bir makina vardı gerçi ama Erol "piller sanayi tipi bu makina kaldırmaz onları ,zarar görür " deyince koydum yerine .Birara gözümü karartıp deneme yaptım ama o da işe yaramadı.


Ah Yeşim ah ! Bütün suçlusu sensin.Okuma bayramımız oldu , kampımız oldu ama hiçbirini görüntüleyemedik.Hemen hemen teyzemiz olur kendisi.Kenya'ya gidiyorum dedi, tam da zamanında aldı makinayı.
E o zaman bizde onun karelerine yansıyanları verelim , ortalık şenlensin di mi




Hakuna Matata problem yok demekmiş :)


İşte Yeşim teyzemiz



















Kenya'nın tamtamları